İsrail İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı son ziyaret, uluslararası arenada büyük bir yankı uyandırdı. Bu tür ziyaretler, bölgedeki gerginliği artırma riski taşıdığı için sıkça eleştiriliyor. Ortadoğu'da yıllardır süregelen çatışmalar ve dini inançların merkezlerinden biri olan Mescid-i Aksa üzerindeki bu tür provokatif eylemler, hem yerel halk hem de dünya kamuoyunda derin endişelere yol açıyor. Peki, bu ziyaretin arka planında ne var? İşte detaylar.
İsrail hükümetinin en tartışmalı isimlerinden biri olan Ben-Gvir, Mescid-i Aksa'ya düzenlediği bu ziyaret sırasında, "Kutsal mekanlarımızı koruyacağız" açıklamasında bulundu. Bu sözler, Filistinliler arasında büyük bir öfkeye neden olurken, dünya genelindeki insan hakları aktivistleri tarafından da kınandı. Ben-Gvir’in bu cesur adımı, İsrail-Filistin çatışmasının dinamiklerini değiştirme potansiyeline sahip. Zira bu ziyaret, sadece siyasi bir mesaj vermekle kalmayıp aynı zamanda yerel halkta, İsrail hükümetinin Filistin topraklarına yönelik artan baskısını simgeliyor.
Filistinlilerin, Mescid-i Aksa'yı kutsal bir mekan olarak görmeleri, bu ziyaretin daha da tartışmalı hale gelmesine neden oldu. Ziyaret sonrası yapılan protestolar, hemen hemen tüm Filistin topraklarından yükseldi. Özellikle Kudüs'te düzenlenen işgali kınayan gösteriler, güvenlik güçleriyle gergin anların yaşanmasına sebep oldu. Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, Ben-Gvir’e olan bu tepkisini sert bir dille ifade etti ve "Baskınlar sona erene kadar direniş sürecek" açıklamasında bulundu. Hamas yetkilileri, bu tür eylemlerin, fetihçilik sürecinin bir parçası olduğunu ve asla kabul edilmeyeceğini belirtti.
Uluslararası toplum, Mescid-i Aksa’ya yapılan bu ve benzeri ziyaretlere karşı yoğun bir şekilde tepki gösteriyor. Birleşmiş Milletler ve birçok insan hakları örgütü, Ben-Gvir'in hareketinin provokatif ve kışkırtıcı olduğunu belirten açıklamalar yaptı. Bu tür eylemler, zaten kırılgan olan İsrail-Filistin barış sürecini daha da zorlaştıracak gibi görünüyor. Örneğin, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, 'Dini yerlere saygı gösterilmesi gerektiğini ve bu tür eylemlerin barış için büyük bir tehdit oluşturduğunu' vurguladı.
Sosyal medyada da geniş yankı bulan bu olay, birçok aktivistin "Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılar son bulmalıdır" şeklindeki çağrılarını güçlendirdi. Eylemciler, dünya genelindeki insanlara, Filistin'in durumuyla ilgili daha fazla farkındalık kazandırmaya yönelik bir kampanya başlattı. Bu durum, bölgeyi daha karmaşık bir hal almasına neden olabilir. İşgal terimi, Filistin topraklarında uzun yıllardır kullanılan bir kavram; ancak Mescid-i Aksa'ya yapılan bu tür ziyaretler, bu kavramın daha fazla tartışılmasına yol açacak gibi görünüyor.
Sonuç olarak, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı bu ziyaret, bölgedeki farklı gruplar arasında daha fazla çatışma ve gerilim yaratma potansiyeline sahip. Uluslararası kamuoyunun tepkisiyle birlikte, bu tür eylemlerin yeniden yaşanmaması ve barışı destekleyen adımların atılması umuluyor. Ancak, içinde bulunduğumuz bu sürekli değişen ortamda, bu umudun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsizliğini koruyor. Mescid-i Aksa’nın ve çevresinin geleceği açısından şimdilik belirsizlik hakim. Olayların nasıl gelişeceğini izlemek, sadece bölge halkı için değil, tüm dünya için büyük önem taşıyor.