Son yıllarda Türkiye’deki eğitim sistemi, yükseköğretim kurumlarına girişte önemli bir rol oynayan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile birlikte sıkça gündeme gelmeye devam ediyor. Ancak, bu yıl yapılan YKS başvurularında yaşanan dikkate değer bir düşüş, eğitim çevrelerinde merak uyandırdı. Peki, bu düşüşün sebepleri neler? Ekonomik durumdan öğrenci motivasyonuna kadar pek çok etken bu konu üzerinde durulmaya değer görünüyor. İşte detaylar.
Ülkemizdeki ekonomik durum, özellikle ailelerin eğitim harcamaları üzerinde önemli bir etkiye sahip. Yüksek enflasyon oranları ve artan yaşam maliyetleri, birçok ailenin eğitim bütçesini zorlamaktadır. YKS'ye hazırlanan öğrencilerin, hem sınav hazırlığı için harcaması gereken kaynaklar hem de üniversite kayıt ücretleri gibi mali yükümlülükler aileleri düşündürüyor. Bu durum, birçok ailenin çocuklarını üniversiteye göndermeye dair isteksizliğine yol açıyor. Ekonomik belirsizlik ve işsizlik oranlarının yükselmesi, öğrencilerinin YKS’ye başvurmasını zorlaştırıyor.
Bir diğer önemli faktör ise öğrenci motivasyonu. Covid-19 pandemisi sonrasında özellikle gençlerin motivasyonu ciddi oranda etkilendi. Uzun süreli uzaktan eğitim, pek çok öğrencinin akademik motivasyonunu ve başarı hırsını azalttı. Bu durum, YKS başvuru sayılarında elde edilen düşüş ile de kendini gösteriyor. Ayrıca, gençlerin geleceğe yönelik kaygıları da artmış durumda. Ülkemizdeki işsizlik oranlarının yüksekliği ve mezunların iş bulma konusundaki zorluklar, öğrencilerin üniversiteye karşı olan ilgilerini azaltıyor. Öğrenciler, iş bulma umuduyla daha kısa süreli meslek kurslarına yönelmeyi tercih ederek YKS’ye başvurmak yerine alternatif yolları tercih edebilir hale geldi.
Sonuç olarak, YKS başvurularındaki bu düşüş, çok boyutlu bir problemin yansıması olarak değerlendirilmelidir. Ekonomik koşullar, öğrenci motivasyonu, toplumsal beklentiler ve gelecek kaygısı bir araya geldiğinde, yükseköğretime olan ilginin azalmasına ve dolayısıyla başvuruların düşmesine neden olmakta. Eğitim camiasının bu durumu dikkate alarak, öğrencilere olan desteklerini artırmaları ve onları motive edici çözümler geliştirmeleri büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, geleceğin liderleri olacak gençlerin yükseköğretimden uzak kalma riskiyle karşı karşıya kalacakları unutulmamalıdır.